İşte size Kelek yarışı :)), Turizm haftası nedeni ile meğer bir çok etkinlik düzenlenmiş Hasankeyf'te biz de sonuna yetişmişiz. Peki nedir bu Kelek: İki tane traktör şambrelini alıyorsunuz, şişirip, elips şeklinde ezerek bağlıyorsunuz, Şimdi elinizde iki tane şişme elipsiniz var ya, Hah tamam onların ortasına da yaptığınız sal'ı oturtup bi şekilde bağlayın. Buraya kadar herşey yolundaysa, bildiğimiz kazma küreğin, küreği var ya, alıyorsunuz onu da elinize. Yallah ! :) Kendinizi nehir dalgalarına bırakabilirsiniz artık .
Hasankeyfte'ki tüm bu güzel çocuklar, ellerinde bir çiçekle yanınıza yaklaşıp, selam verip size hoşgeldiniz diyor, Sonra isminizi öğrenip, isminiz kadar da güzel olduğunuzu ( Ya da yakışıklı olduğunuzu) söyleyip rehberlik yapmaya başlıyorlar. İlla para değil istedikleri, ben yanımda yapıştırmalar ve tokalar götürmüştüm, özel diyalog kurduğumuz tüm çocuklarla bunları paylaştık.
Hmm, Nasıl anlatsam diye zorlandım ama: Durum su bu demirden yapılan düzeneklerde oturup içlerinde yemeğinizi yiyip çayınızı içebiliyorsunuz.
Burada bu mevsimde ( Biz gelmeden bir gün önce epey yağmurlar yağmıştı) Nehir suları yüksek olduğu için şu anda sular içinde bulunuyorlar. Aslında nehir kenarındalar. İşte ilk rehberlerimiz.
Ufak olan Abdullah, ara ara karşılaşmaya devam ettik. Çocuklardan, ilk onunla tanıştım Hasankeyf'te.
Hasankeyf'te dokumacılık önemli bir iş kolu iken, sonraları sadece 3 tezgah kalmış bu işleri yapan. Keci kıllarından dokunan bu kilimler, dokunduktan sonra kıllarının çıkarılabilmesi için tel kıllardan oluşan bir fırça ile taranıyor.
Seyit Ömer'le de tanıştık, Güzel Market'in sahibi, turunculu da Mesut, Ömer'in yiğen. Hergün okuldan çıkıp geliyor ve çalışıyor. Dünya iyisi insanlar. Sağolsunlar bizi müthiş misafir ettiler.
Hasankeyfin çocukları,
Dili tupturuncuydu, dilini çıkarttıramadım fotoğraf için ama bu sırada çok eğlendik. Yedikleri bir şeker dillerini boyuyormuş :)
Ferdi ile Ömer, ilk akşam ilk tanışma, Hasankeyf günbatımına nazır kahvede çay içiyoruz. Cemal'de yemekte katılıyor.
Hasankeyfte'ki tüm bu güzel çocuklar, ellerinde bir çiçekle yanınıza yaklaşıp, selam verip size hoşgeldiniz diyor, Sonra isminizi öğrenip, isminiz kadar da güzel olduğunuzu ( Ya da yakışıklı olduğunuzu) söyleyip rehberlik yapmaya başlıyorlar. İlla para değil istedikleri, ben yanımda yapıştırmalar ve tokalar götürmüştüm, özel diyalog kurduğumuz tüm çocuklarla bunları paylaştık.
Hmm, Nasıl anlatsam diye zorlandım ama: Durum su bu demirden yapılan düzeneklerde oturup içlerinde yemeğinizi yiyip çayınızı içebiliyorsunuz.
Burada bu mevsimde ( Biz gelmeden bir gün önce epey yağmurlar yağmıştı) Nehir suları yüksek olduğu için şu anda sular içinde bulunuyorlar. Aslında nehir kenarındalar. İşte ilk rehberlerimiz.
Ufak olan Abdullah, ara ara karşılaşmaya devam ettik. Çocuklardan, ilk onunla tanıştım Hasankeyf'te.
Hasankeyf'te dokumacılık önemli bir iş kolu iken, sonraları sadece 3 tezgah kalmış bu işleri yapan. Keci kıllarından dokunan bu kilimler, dokunduktan sonra kıllarının çıkarılabilmesi için tel kıllardan oluşan bir fırça ile taranıyor.
Seyit Ömer'le de tanıştık, Güzel Market'in sahibi, turunculu da Mesut, Ömer'in yiğen. Hergün okuldan çıkıp geliyor ve çalışıyor. Dünya iyisi insanlar. Sağolsunlar bizi müthiş misafir ettiler.
Hasankeyfin çocukları,
Dili tupturuncuydu, dilini çıkarttıramadım fotoğraf için ama bu sırada çok eğlendik. Yedikleri bir şeker dillerini boyuyormuş :)
Ferdi ile Ömer, ilk akşam ilk tanışma, Hasankeyf günbatımına nazır kahvede çay içiyoruz. Cemal'de yemekte katılıyor.
Etiketler: gün batımı, Hasankeyf, Kelek, köprü, turizm haftası
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa